05.08.2025
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, yaş çay alım fiyatlarının yetersizliğine dikkati çekerek, "25 lira 44 kuruşa çay alındığında, üretici 19 liraya gübre alıp, çay hasadını nasıl sürdürecek? Yıl boyunca emeğini bu toprağa veren, çaydan elde edeceği gelirle evini geçindirmeye çalışan üreticinin geleceği neden yok sayılıyor? Neden yıllardır söz verilip çıkarılmayan 'Çay Kanunu', üreticiyi koruyacak bir yasal güvence hâline getirilmiyor? Bu fiyat değil, bu resmen hak gasbıdır. Buna sessiz kalmak, bu adaletsizliğe ortak olmaktır" ifadesini kullandı.
Adem, yaş çay alım fiyatlarına ilişkin olarak yaptığı açıklamada, 2025 yılı yaş çay alım fiyatının 25 lira 44 kuruş olarak açıklandığını anımsattı. Bu rakamın ne üreticinin derdine çare olacağını ne de Karadeniz’in emeğine değer vereceğini ifade eden Adem, şunları kaydetti:
"Açıklanan fiyatla üreticiye deniyor ki: 'Senin terin kıymetsiz, senin emeğin önemsiz.' Bu iktidarın üreticiye verebileceği son şey de buymuş; üstelik o da yarım yamalak. Üretici zaten bu fiyatı görmüyor, çayını 16 liraya, 15 liraya, hatta daha da aşağıya vermek zorunda kalıyor. Çünkü bu ülkede devletin açıkladığı fiyat sadece afişlerde kalıyor, sahada hükmü yok. Çünkü iktidar, çayı üreteni değil, o çay üzerinden kar edenleri kollamayı tercih ediyor.
"Üreticiye hak değil, zulüm reva görülüyor"
Bugün Doğu Karadeniz’in her köşesinde yüz binlerce üretici sabahın köründe bahçeye giriyor. Yağmurun altında, güneşin kavurmasında, çamurun içinde çalışıyor. Çay toplayarak geçimini sağlıyor, evladını okutuyor, borcunu ödüyor, sobasını yakıyor. Ama tüm bu emeğin karşılığı bir hiç. Çünkü sistem çökmüş durumda. Çünkü ÇAYKUR’un kapasitesi bilerek dar tutuluyor, kontenjanlar düşürülüyor, üretici özel sektörün vicdanına terk ediliyor. Çünkü bu iktidar bir tarım politikasına değil, bir rant politikasına sahip. Bugün Hayrat’ta üretici sabahın 10.00’unda çay arabası gelir mi diye yolda bekliyor. Fabrikalar 'kontenjan doldu' diyerek kapıları kapatıyor, üretici özel sektöre mecbur kalıyor. Orada da fiyatlar keyfi, ödeme vadeleri 10 aya kadar uzuyor, para geldiğinde zaten enflasyon alıp götürmüş oluyor. Bu üreticiye hak değil, zulüm reva görülüyor.
"Buna sessiz kalmak, bu adaletsizliğe ortak olmaktır"
Görüyoruz ki bu iktidar, çayın stratejik bir tarım ürünü olduğunu unutmuş durumda. Halbuki çay Karadeniz’in ana geçim kaynağıdır. On binlerce ailenin tek dayanağıdır. Bu kadim ürünü bu şekilde değersizleştirmek, üreticiyi yok saymak, halkın alın terini hiçe saymaktır. Bu ülkeyi yönettiğini iddia edenler hâlâ çay fiyatının salt rakam açıklamakla çözülmeyeceğini anlamadıysa, ya bu işten anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar. ÇAYKUR’un hantallığı, özel sektörün keyfiliği, iktidarın duyarsızlığı arasında ezilen üreticinin artık dayanacak gücü kalmamıştır. Bu tablo sürdürülemez. Bu düzen adaletsizdir. Ve bu düzen değişmek zorundadır. Biz soruyoruz: 25 lira 44 kuruşa çay alındığında, üretici 19 liraya gübre alıp, çay hasadını nasıl sürdürecek? Yıl boyunca emeğini bu toprağa veren, çaydan elde edeceği gelirle evini geçindirmeye çalışan üreticinin geleceği neden yok sayılıyor? Neden yıllardır söz verilip çıkarılmayan Çay Kanunu, üreticiyi koruyacak bir yasal güvence hâline getirilmiyor? Bu fiyat değil, bu resmen hak gasbıdır. Buna sessiz kalmak, bu adaletsizliğe ortak olmaktır.“